23 Aralık 2013 Pazartesi

ÖNSÖZ

Fransız-Alman Yıllıkları'nda, Hegel'in Hukuk Felsefesinin bir eleştirisi biçimi altında, hukuk bilimi ile siyasal bilimin eleştirisini haber vermiştim.[1] Elyazmasını baskı için hazırlarken,[2] kurgusal felsefeden başka bir konusu olmayan eleştiriyi,[3] çeşitli konuların eleştirisine karıştırmanın büsbütün yersiz olduğu, ve bu karışımın açıklamayı engelleyip anlaşılmasını güçleştirdiği ortaya çıktı. Ayrıca, incelenecek konuların zenginlik ve çeşitliliği, bunların tek bir yapıt içinde toplanmasına ancak özdeyişler (aphorismes) biçimi altında izin verirdi, ve bu türlü bir açıklama yöntemi, keyfe bağlı bir sistemleştirme görünüşüne bürünürdü. Bu nedenle, hukuk, sağtöre, siyaset, vb. eleştirisini, ayrı ayrı broşürler biçimi altında, ardardına verecek, ve tamamlamak için, özel bir çalışmada, bütünün zincirlenişini, çeşitli bölümlerin birbirleri arasındaki ilişkiyi kurmaya çalışacak, ve bitirmek için de, kurgusal felsefenin bu gereç üzerinde çalışma biçimini eleştireceğim.[4] Bu nedenle, sunulan yapıtta, ekonomi politiğin devlet, sağtöre, uygar yaşam ile ilişkileri, ancak ekonomi politik bu konulara ex-professo[1*] değindiği kadarıyla incelenecektir. 

Ekonomi politik ile yakınlığı bulunan okur için, daha başta, sonuçlarımın, ekonomi politiğin özenli bir eleştirel irdelemesine dayanan tamamen deneyci (empirique) bir çözümleme ürünü olduklarını söyleme gereksinmesini duymuyorum.[5] 

{[6] Buna karşılık, olumlu eleştiricinin kafasına, "ütopyacı boş sözler" formülünü, ya da "kesenkes katıksız, kesenkes kararlı, kesenkes eleştirel eleştiri", "sadece hukuksal değil, ama toplumsal, tamamen toplumsal toplum", "kaba ve tıkız yığın", "kendilerini kaba yığının sözcüleri yapan sözcüler" gibi boş sözleri atarak eksiksiz bilgisizliği ile düşünce yoksulluğunu saklamaya çalışan eleştiriciye ise, ilkin tanrıbilimsel aile işleri dışında, dünyasal işlerde de söyleyecek sözünün bulunduğunun kanıtını vermesi kalıyor.}[7]

Fransız ve İngiliz sosyalistlerinden başka, elbette Alman sosyalistlerinin çalışmalarından da yararlandım. Bununla birlikte, bilimin bu bölümündeki özlü ve özgün Alman çalışmaları, —Weitling'in[8] yapıtları dışında—, Hess'in 21 Yaprak'ta[9] yaşanmış makaleleri ile, Engels'in, benim de bu irdelemenin ilk öğelerini çok genel bir taslak biçiminde yayımladığım Fransız-Alman Yıllıkları'ndaki "Ekonomi Politiğin Bir Eleştiri Denemesi"ne[10] indirgenirler. 

{Genel olarak olumlu eleştiri, öyleyse ekonomi politiğin olumlu Alman eleştirisi de, gerçek temelini, ekonomi politiği eleştirici bir biçimde incelemiş bulunan bu yazarlara olduğu kadar, Feuerbach'ın bulgularına da borçludur; onun Geleceğin Felsefesi[11] ve Anekdota'lardaki[12] "Felsefe Reformu İçin Savlar"ına karşı, —bunlardan sessiz sedasız yararlanılmasına karşın—, kimilerinin soysuz kıskançlığı ve kimilerinin de gerçek öfkesi, gerçek bir susku komplosu örgütlemişe benzerler.} 

Olumlu insancı (humaniste) ve doğalcı (naturaliste) eleştiri, ancak Feuerbach ile başlar. Feuerbach'ın yapıtlarının etkisi, ne kadar az gürültücü ise, o kadar güvenli, derin, geniş ve süreklidir, ve bunlar, Hegel'in Görüngübilim ile Mantık'ından[13] bu yana, gerçek bir kuramsal devrim içeren tek yazılardır. 

 Bu yapıtın son bölümüne, Hegel diyalektiği ve genel olarak Hegel felsefesinin eleştirel çözümlenmesine gelince, ben, bunu, çağımızın eleştirel tanrıbilimlerine[14] karşıt olarak, son derece zorunlu sayıyorum, çünkü bu türlü bir çalışma yapılmamıştır — bu, kaçınılmaz bir ciddilik yoksunluğudur, çünkü eleştirici de olsa, tanrıbilimci tanrıbilimci olarak kalır; öyleyse, o ya bir yetke olarak felsefenin belirli konutlarından (postulats) yola çıkacaktır, ya da, eleştiri sırasında, ve başkasının bulguları sonucu, eğer felsefi konutları üzerinde kuşku duyarsa, onları korkakça ve doğrulamaksızın iteler, bir yana bırakır, bu konulara olan bağımlılığını ve bu bağımlılıktan duyduğu cansıkıntısını, artık ancak olumsuz, bilinçten yoksun ve safsatacı bir biçimde gösterir. 
       
{[II] İster kendi öz eleştirisinin arılık güvencesini durmadan yenilesin, ister, gözlemcinin ya da kendinin gözünü, eleştirinin kendi kökeni ile —Hegel diyalektiği ve genel olarak Alman felsefesi— zorunlu hesaplaşmasından, modern eleştiri için o kendi öz darlığı ve ilkel doğası üzerine yükselme zorunluluğundan çevirmek için, daha çok eleştirinin kendi-kendisi dışında, ancak eleştirinin sınırlı bir biçimi —sözgelişi 18. yüzyıl eleştirisi— ve yığının sınırlı anlayışı ile uğraşmaktan başka yapacak bir işi olmadığı yanılsamasını vermeye çalışsın, [o] bunu ancak olumsuz ve bilinçten yoksun bir biçimde dışavurur. Son olarak, kendi öz felsefi konutlarının doğası üzerine bulgular yapıldiği zaman —Feuerbach'ın bulguları gibi—, eleştirel tanrıbilimci ya kendine bunları kendi başına gerçekleştirmiş görünüşünü verir, ve üstelik bu işi, bu bulguların sonuçlarını, onları işleyememeksizin, belgiler biçimi altında, henüz felsefenin tutsağı bulunan yazarların kafasına atarak yapar. Ya da, belki Hegel'in diyalektik öğeleri arasındaki, bu eleştiride [Feuerbach eleştirisi] bulamadığı için üzüldüğü ya da bunun eleştirel kullanımının henüz kendisine sunulmamış bulunduğu doğru ilişkiyi kınamaya çalışarak ya da buna yetenekli olarak değil, ama bu bulguları, hegelci diyalektiğin bu eleştirisine karşı, örneğin kendi kökeni kendinde bulunan olumlu doğruluk kategorisine karşı dolaylı tanıt kategorisi gibi, kendine özgü tikel bir biçim altında, gizli kapaklı, kılık değiştirmiş, içten pazarlıklı, kuşkucu bir biçimde ileri sürerek, kendine bu bulgular üzerindeki yüksekliğinin bilincini vermesini bilir. Gerçekte tanrıbilimsel eleştirici, kendini saflık üzerinde, kararlılık üzerinde, tüm eleştirel eleştiri üzerinde geveze gösterebilmek için, felsefi yönde, her şeyin yapılacak olmasını çok doğal bulur, ve eğer raslantı sonucu Hegel'in bir öğesinin Feuerbach'ta eksik olduğu duygusunu edinirse, kendi kendine felsefenin gerçek fatihi olduğu izlenimini verir; çünkü bizim tanrıbilimsel eleştiricimiz, tinselci "Kendinin bilinci" ve "Tin" putataparlığına karşın, duyguyu aşıp da bilince yükselemez.} 

İyi bakılırsa, tanrıbilimsel eleştiri —hareketin başında gerçek bir ilerleme uğrağı (moment) olmuş olmasına karşın— onun çözümlemede, felsefenin ve özellikle Hegel'in eski aşkınlığının (transcendance) tanrıbilimsel karikatürüne kadar götürülmüş en sivri uç ve mantıksal sonucundan başka bir şey değildir. Bir başka olanakta, her zaman felsefenin çürümüş köşesi olmuş olan tanrıbilimi, felsefenin olumsuz bozulmasını —yani kokuşma sürecini de— kendinde orunlamaya atayan tarihin o ilginç tüzesini, o tarihsel Nemesis'i[2*] ayrıntılı bir biçimde göstereceğim. 

{Buna karşılık, Feuerbach'ın felsefesinin özü üzerindeki bulgularının —hiç değilse onları kanıt olarak kullanmak için— felsefi diyalektik ile bir hesaplaşmayı her zaman ne ölçüde zorunlu kıldıkları, açıklayacağım şeylerden anlaşılacaktır.}





Önsöz'ün Dipnotları

[1] Marx burada, Fransız-Alman Yıllıkları'nda yayınlanmış bulunan: "Hegel'in Hukuk Felsefesinin Eleştirisine Katkı. Giriş" (bkz: K. Marx, F. Engels, Din Üzerine Sol Yayınları, Ankara 1976, s. 37-55) başlıklı makalesine anıştırmada bulunuyor. 

[2] Marx'ın burada 1843 yazı içinde yazdığı, ama ancak 1927'de yayınlanmış bulunan Hegel'in Hukuk Felsefesinin Eleştirisine Katkı'yı düşünmesi olasıdır. 

[3] Marx, kurgusal felsefeden ("kurgu" terimini de aynı anlamda kullanır), Hegel felsefesini anlar. 

[4] Bu plan hiç bir zaman gerçekleşmedi, ama Kutsal Aile il>e Alman İdeolojisi, Hegel felsefesinin eleştirisine birer katkı da sayılabilirler. 

[5] Marx, Paris'te, birçok iktisadi yapıt inceledi. Not ve özetleri, MEGA I, c. 3, s. 437-583 içinde yayımlandı. 

[6] Elyazmasında Marx tarafından dikey bir çizgi ile çizilmiş parçalar, burada {}arasındadır. 

[1*] Özellikle -ç. 

[7] Marx burada Allgemeine Literatur-Zeitung'u (Charlottenburg 1844) yayımlayan Bruno Bauer'den sözediyor. Tırnak içindeki formüller, Bauer'in 1. ve 8. sayılardaki makalelerinden alınmıştır. Bu gazete ile eleştirel Eleştiri topluluğu, 'Kutsal Aile'de daha derinleştirilmış bir polemiğin konusu olacaklardır.

[8] Terzi Wilhelm Weitling, proletaryanın kurtuluşunu haber veren ilk Almanlardan biri oldu. Weitling, 1838'de Olduğu ve Olması Gerektiği Gibi İnsanlık, 1842'de Uyum ve Özgürlüğün Güvenceleri ve 1843'te de Yoksul Bir Günahkarın İncili adlı yapıtlarını yayımladı. 

[9] Zürich'te, 1843 yılında Georg Herwegh tarafından yayımlanan Einundzwanzig Bogen aus der Schweiz, M. Hess'den üç makale içeriyordu: "Sosyalizm ve Komünizm", "Bir ve Bütün Bir Özgürlük", "Eylem Felsefesi". 

[10] Engels'in, Marx'ta ekonomi politiğe karşı bir ilgi uyandırdığı söylenen ünlü makalesi. (Adı geçen makalenin çevirisi bu yapıtın "Ekler" bölümünde sunulmaktadır.) 

[11] Ludwig Feuerbach, Grundsätze der Philosophie der Zukunft, Zürich und Winterthur 1843. 

[12] Anekdota zur neuesten deutschen Philosophie und Publizistik, Zürich-Winterthur 1843. Ruge tarafından yayımlanan bu dergi, Alman Yıllıkları yazıkurulu sansürü tarafından geri çevrilen tüm makalelere, sayfalarında yer veriyordu. Bu makaleler arasında, Feuerbach'ın, özsözler biçimi altında, sonradan Geleceğin Felsefesi'nde geliştirilmiş bulunan başlıca fikirlerini sunan "Vorläufige Thesen zur Reform der Philosophie"leri de yer alıyordu. 

[13] Tinin Görüngübilimi, 1807'de; Mantık Bilimi, 1812'de yayımlandı. 

[14] Marx, burada, Bruno Bauer'in, sol-hegelciliğin idealist öğelerini biraraya getiren Allgemeine Literatur Zeitung'daki arkadaşlarına anıştırmada bulunur. 

[2*] Öç tanrıçası. -ç. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.